‘Cross Reflections’ is an installation project designed within the scope of 'Give Voice To The City' (Şehrine Ses Ver), urban design workshop. The two installations within the project are located on two districts of Istanbul, at separate continents, Üsküdar and Karaköy.
Karaköy Rıhtım (Pier) Street shoreline contains a temporary pier and a small public square. The usage of these spaces has been changed over years. The occupancy situation of the space sometimes relies on human factors but it is mostly about occupation of cars, prefabricated public administration offices and portable services like peddlers.
In Üsküdar, the public square have been started to serve very practical connection between the two sides of the city. It has been related to its new metro system (Marmaray) opened four months before the start of this installation project. However, since then pedestrian and vehicle circulation of the square has been very chaotic. The physical obstacles at the center of the square, unplanned integration of the new transportation systems etc. have been causing problems.
Karaköy Rıhtım (Pier) Street shoreline and Üsküdar Square are the spaces that enable to detect a problem from a spot area. In addition, both spaces are fulfilled with but closed with paravanes and construction sides for temporary but indefinite time period. This way, these spaces are chosen to open the debate to step into the problems of the spaces.
The main purpose of the project is to detect the controversies between the seascape and the chaos of invasions on public spaces. The installations are positioned at the public squares nearby the piers, parallel to the sea views. With this positioning, the potential of conversion of stable or passing objects into obstacles, is also estimated.
With this rationale in mind, the visual reflections of the city scene are used for underlining the controversies. Therefore the main users of the city can re-percept those oppositions over the spaces. When the pedestrians touch the mirror surface of the installation, the mirror turns into a screen that provides live video connection to the opposite continent of the city. When mechanism is in passive, the inclined mirror surface just reflects the chaotic sides at the pier streets through the acute angle; and the seaside over the wide angle.
As a methodology to detect the location of the installations, focus and status analysis methods have been used. By focus analysis of public space usage, numerical datas of pedestrian users are measured. Besides, status analysis is supported by the direct observations and documentations through video recordings. Within the final video work, pictograms and graphics are used to represent as diameters for measuring the publicity and obstacles in public spaces.
Süpriz Yansımalar, ‘Şehrine Ses Ver’ kentsel tasarım atölyesi kapsamında oluşturulmuş bir enstelasyon projesidir. Enstelasyonlar, İstanbul’un iki ayrı yakasında, Üsküdar ve Karaköy ilçelerinde konumlandırılmıştır.
Karaköy Rıhtım Caddesi sahil şeridi, alanı içinde, geçici Karaköy iskelesi ve küçük bir meydanı barındırmaktadır. Bu meydanın kullanım şekli yıllar içinde değişmiştir. Zaman zaman insan işgali, çoğunlukla ise arabaların, prefabrik kamu işletmelerinin ve seyyar hizmetlerin işgaline uğramıştır.
Üsküdar Meydanı ise, son dört ay içinde, ‘Marmaray’ ulaşım sisteminin de eklenmesiyle; şehrin diğer yakasına pratik ulaşım sistemleri sunmaktadır. Ancak buna karşın, meydanın insan ve araç sirkülasyonu, oldukça kaotik bir haldedir. Kamusal alanın merkezinde bulunan fiziksel sınırlandırmalar ve yeni eklenen ulaşım sistemlerinin entegrasyonun plansız şekilde yapılması vb. nedenler, bu kaotik duruma neden olmaktadır.
Karaköy Rıhtım Caddesi sahil şeridi ve Üsküdar Meydanı genel bir problemin noktasal bir alandan tespiti, bu probleme müdahale edilmesi ve alanın olası dönüşümlerinin tartıştırmak üzere seçilmiştir. Seçilen iki kamusal alan da, kaotiklik ve kamusal alanın kamunun erişimine kapalı olması bakımından; deniz ve kara olarak iki kamusal alan üzerinden deneyime olanak vermektedir. Aynı zamanda, iki bölge de dönemsel fakat belirsiz süreyle, paravanlarla çevrilerek, kamunun girişi engellenmiş inşaat alanlarını barındırmaktadır. Bu durum, alanların kendi potansiyelleri, kendi engellerini de yaratmaktadır. Geçen ya da duran herhangi bir unsurun engele dönüşmesi, yine tasarlanan yerleştirmenin alanlara entegrasyonunda ve etkileşime uygunluğu bakımından planlanmıştır.
Meydanın yaya geçiş noktasına konumlandırılan yerleştirmeyle, kentin ana kullanıcılarına alternatif bir yöntemle tekrar algılamasını sağlamayı hedeflemektedir.
Tasarımımızı konumlandırdığımız noktanın tespitinde; odak, kamusal alan kullanımı, sayısal verilerin karşılaştırılması ve imaj analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır. Aynı zamanda, video kaydı, durum analizinde bir yöntem olarak kullanılmıştır. Finaldeki video çalışmasında da piktogram ve grafiklere, kamusallık ve engel ilişkisini belirtmek üzere yer verilmiştir.